Bu hafta da pek çok döküm yaptım. Zaten daha önce de yazmıştım. Şimdi dökümler sertleşti, son şekiller verildi. Artık gitmeye hazırlar.
İlgilenirseniz “satışa hazır olanlar” sekmesinden görebilirsiniz. İçlerinden beğendiklerinizin olması halinde bana info@mymimesis.com ‘dan ulaşabilirsiniz.
Yaptıklarımdan bazıları aşağıdaki gibi:
Diğerleri ve detay bilgileri için satışa hazır olanlar sayfasına göz atabilirsiniz.
Çocukken Pazartesi günlerinden pek hoşlanmazdım. Her yapmak istediğim şey için Pazartesini başlangıç noktası olarak alırdım. O yüzden de bazen o gün geldiğinde büyük bir yükle beraber gelirdi üzerime.
Şimdi daha mı akıllandım, yoksa daha farklı bir programlama sistemine mi girdim bilmiyorum ama, artık yapacağım işlere ne zaman istersem o zaman başlamaya çalışıyorum. Bu sayede de yaptıklarım bana ağır gelmiyor.
Yeni denemeler yapıyorum, aklımda durmadan yeni nasıl şeyler daha yapabilirim diye düşünüp duruyorum. En son yaptıklarımdan biri mandala altlık seti mesela. Bütün bir Cumartesi’mi aldı. Şaka yapmıyorum. Yaklaşık 6,5-7 saat çalıştım üzerinde.
Bütün kalıpları tek tek boyadım.Hepsini tek tek boyadıktan sonra üstüne de fon olması için renkli epoksi döktüm.
Son döküm henüz kurumadığı için nasıl bir şey ortaya çıkacak bilmiyorum. Umarım keyifli bir şeyler olur.
Onun dışında biraz kitap ayracı çalıştım. Bende mevcut olan kalıp, ayraç için çok kalındı. Ben de yeni kalıplar üzerinde yeni dökümler yaptım.
Hevesle bekliyorum. Alkol mürekkebi ekleyerek yaptım. Renkler çok keyifli, umarım neticesi de güzel olur.
Yazın sahilde kitap okurken, arasına ayraç olarak koymak güzel olabilir.
Yaz demişken, aklıma yazlık geldi. Biz açmayacağız ama, geçen hafta kapanmayı fırsat bilen komşum gitmişti. Dönerken benim ricam üzerine bana bir kavanoz kum getirdi yazlıktan. Çok teşekkür ederim. Ben de hemen değerlendirdim.
Bununu fırsat bilip araya da başka renk ve denemeler kattım tabii 🙂
Dökümler şimdilik bu kadar. Heyecanla kurumalarını bekliyorum.
Arada bir kaç tane ürünüm alıcı buldu. İlginize çok teşekkür ederim. Bu hafta sayfaya yeni ürünler de koymaya gayret edeceğim.
Bir kaç tane yeni kolye ucum var. Sonra bu mandala setini de koymayı düşünüyorum. Deniz dokulu harfleri de anahtarlık yapıp koymak istiyorum. Kitap ayraçlarını da unutmamalıyım. Ama en önce kalıpta kurumalarını sabırla beklemem gerek.
Yeni kalıp siparişleri verdim. Bunların arasında domino seti de var. Ve aklımda olan daha bir sürü şey dışarı çıkmak için birbiriyle yarışıyor. Çok heyecanlıyım …
Bu arada yaptığım dökümlerle ilgili de güzel gelişmeler oluyor. Geçen gün tiqitaq.com ile yaptıklarımla ilgili çok keyifli bir görüşme yaptık. Onlara çalışmalarımdan bazılarını bıraktım. Onların önerileri doğrultusunda ilave dökümler hazırladım. Sanırım önümüzdeki günlerde yaptıklarıma oradan da ulaşabileceksiniz.
Bunların yanı sıra dökümler devam ediyor. Instagram’da geçen hafta denize gidemiyorum, bari taklidini yapayım diye bir resim paylaşmıştım. Onu 4 bardak altlıklı, 1 tepsili bir takıma çevirmeyi düşünüyorum.
4 sahil set. Bu sette Caddebostan, Poyraz, Riva ve Şile’den aldığım kum ve taşları kullandım. Tepsiye kulp ilave edip, bardak altılıklarını da bir kat daha epoksileyince bitmiş olacaklar.
Sonra uzun zamandır bir Petri çalışması yapmak istiyordum. Sanırım bu defa becerdim.
Bu tarz çalışmaya Petri çalışması diyorlar. Burada ama alkol mürekkebi kullanarak, katılan boyanın dallanıp budaklanmasını sağlamak. Bunu becermişim 🙂
Bu da Petri bardak altlığı. Burada iki hata yapmışım. 1- Daha kalın bir kalıp kullanmam gerekiyordu ve 2- Daha az beyaz damlatmam gerekiyordu sanırım. Ama gene de resimde o kadar net anlaşılamasa da boyanın hareketini vermeyi biraz becermişim bunda da.
Geçen hafta kaftan ve semazene de başlamıştım. Onlar da bitti. Ama ben pek tatmin olmadım.
Konturü çekerken daha ince uçlu çekmem ve boyarken de daha dikkatli olmam gerekiyordu. Bu hafta yeni şablonlar hazırladım. Onları daha dikkatli yapmaya çalışacağım bu sefer.
Beni tanıyanlar bilir, havalar biraz ısınınca hemen Gelibolu krizim tutar. Bir an önce İstanbul’dan kaçıp, keyif aldığım, huzur bulduğum yere gitmek isterim. İçim içime sığmaz, buradan oraya götüreceklerimi hazırlarım, koliler yaparım. Nihayet de önce tek kişilik bir ev açma çıkarması yaparım Gelibolu’ya. Sonra geri döner, son hazırlıkları yapar ailece kaçarız İstanbul’dan.
Ama bu yaz farklı olacak. Bu yaz İstanbul’dayız. Çünkü, bizim delikanlı seneye YKS’ye girecek. Dolayısı ile yazın okulu zaten erken başlayacak (Temmuz sonu gibi). E Temmuz başında da okulu kapandığı için bu sene evi açmamaya karar verdik. Ama gene denize gideceğiz, uzun zamandır yapmak istediğimiz bir tatil programı yaptık. Hem de gerçekten sevdiğimiz insanlarla. Program bittikten sonra resimlerle koyacağım buraya. Belki yeni kabuklar, yeni fikirler de koyarım.
Evi açmıyor olmamız Gelibolu’ya gitmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu defa da her zaman gitmekten keyif aldığımız bir otele gideceğiz. Okullar henüz kapanmadan gideceğimiz için delikanlı bizimle gelmeyecek 🙂 Oralardan da kum, kabuk, taş artık ne bulursam getireceğim.
Dolayısı ile bu yaz balkonu mesken tuttum arkadaşlar. Kısa süreli kaçamaklarla deniz hasretimi giderecek olsam da bu sene öncelik oğlumda. Onun için değer 🙂
O kadar çok döküm yapmışım ki artık evde yaptıklarımı muhafaza edecek yer kalmadı. Evdekiler de bu tempoyla gidersem onları da epoksileyeceğim diye korkuyor.
Şaka bir yana gerçekten çok fazla oldular. Ve en azından bir kısmına yeni evler bulabileceğimi düşünüyorum.
Bugün anneler günü. Başta benim annem olmak üzere bütün annelerin, anne olmayıp da etrafındaki herkese anne sevgisi, şefkati, sabrı gösteren herkesin anneler gününü kutlarım.
Bu hafta da oldukça yoğun geçti benim açımdan. Her şeyden önce Etsy.com’da mymimesisepoxy diye bir dükkan açtık. Çok komik oldu. Ben, kendim ve şahsım adına bizi tebrik ettim. Okay dükkanı açtıktan sonra artık sabah kalkıp erkenden kasanın filan tozunu alırsın dedi. Şaka bir yana bu kadar destekleyen bir insanın hayatımda olmasının verdiği güven kelimelerle anlatılamaz. Teşekkür ederim hayatım. İyi ki varsın.
YouTube’da durmadan yeni bir şeyler izliyorum, aklıma yeni şeyler yapmak geliyor. Bazen kendimi bal arısı tombi gibi hissediyorum. Mesela sıcak silikon kullanarak bir çerçeve yapıp içerisine epoksi döküm yaptım.
Kat kat cam varmış gibi görünüyor.
Bu yaptığımı beğenince uzun zamandır aklımda olan, ama bir türlü nasıl yapacağımı bulamadığım bir döküm denedim.
Kendi yaptığım çerçeveye internetten bulduğum bir resmi kontür macunu ile çizdim.Sonra onları ince ince boyadım ve kurumaya bıraktım.
Boyaları kuruyunca son kat epoksilerini de döküp kalıplarından çıkaracağım.
Epoksi materyal olarak naylon, silikon içerikli maddelerden ayrılabiliyor. Satılan silikonlar bir yerden sonra hep aynı olmaya başladığı için haliyle ben de etrafta içine döküm yapabileceğim kalıplar arıyorum. Biraz da algıda seçicilik durumu yaşıyorum. İlaç tablet tabakasını doldurmayı denedim.
Suluboya kartelası gibi görünüyordu.
Kalıptan pek de kolay çıktıkları söylenemez. Hatta biraz zorlandım bile denebilir. Ama hepsini tek tek çıkardım, üstlerine kendi yaptığım minik süsler yerleştirdim. Ve…
Bir kolye yaptım. Şekilleri biraz engebeli, ama özellikle düzeltmedim. Üstündeki süsleri de bendeniz yaptım.
Bir sürü boncuk döktüm. Deli İbrahim misali 🙂 Onlarla da küpe yaptım, bilezik yaptım.
Bu küpe takıma bir de kolye ucu ekleyiverdim.
Sonra daha önce Riva kabuklarından yaptığım bir bardak altlığı vardı. Onu da telefon tutucuya çevirdim. Hatta kalite kontrolünü de oğlum yaptı. Sıkıntı yok, bozulma filan olmadı. Sağlamlık testinden de geçti 🙂
Yaptığım bazı şeyler, baktığım zaman yüzümü güldürüyor. Keyifleniyorum …
Bir kaç tane de kolye ucu yaptım. Buraya haftada bir bir şeyler paylaşmaya başlayana kadar ne kadar çok şey yaptığımın pek farkında olmuyorum.
Daha önce yaptığım iyi dilek ellerinden filli olanı bir de yeşil ile renklendirdim.
Bu kadar döküm yaptıkça evde de artık bunları koyacak yer kalmamaya başladı. O yüzden önümüzdeki günlerde satışa hazır olanlar diye bir sayfa açıp, gidebilecek kadar iyi olduğuna inandıklarımı o sayfada da sergilemeyi düşünüyorum. Böylece evde yeni yapacaklarıma yer açılır.
Pandemi yüzünden gene evlere kapandık, ama galiba sadece biz kapandık. Millet işe de gidiyor, etrafta da dolaşıyor. Bu virüs yakında bizim milletten kaçmaya başlayacak. Bunlar benden korkmuyor diye 🙂
Bana yaradı aslında, daha çok şey üretebildim. Her şeyden önce mandala kalıp buldum ve büyük bir hevesle onu doldurdum. Hatta hızımı alamayıp 2 tane yaptım.
İnanılmaz keyifli , ama bir o kadar da yorucu.
Mandala desenlerini böyle doldurunca bir de şans ellerini bu şekilde doldurmayı denedim. Sonuç çok heyecan verici oldu.
Bunların hepsini yapmak -mavili mandala hariç- 4 saatimi aldı. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım yaparken.
Onun dışında bir bardak altlığı daha yaptım. İlerleyen günlerde sanırım telefon tutucusu olacak. Tutucu için gerekli ilk stopper’ı yaptım. İkincisini de bugün ya da yarın dökerim herhalde.
Bugünlerde nedendir bilmem, dökümlerin kuruması uzun sürüyor. Tahminimce genelde gece döküm yapıyorum, artık kalorifere de gerek olmadığı için sanırım karışımın ihtiyacı olan optimum sıcaklık değerlerinin altına düşüyor ısı. Normalde sabah sertleşmiş olması gereken döküm hala biraz yumuşak oluyor. 24 saatte tam tamına anca kıvam alıyor.
Onun dışında anahtarlık, kolye ucu yapım denemeleri tam gaz gidiyor.