Her telden …

Bu aralar iyice çorba ettim her şeyi 🙂 Taş, akrilik boya, epoksi reçine, bakır levha, zirkon taşlar, polimer killer. Bunlar ürettiklerim bir de takip ettiklerim var, domestika, youtube, history channel, ilyada… Etrafımı bilgi ve üretkenlikle doldurmaya çalışıyorum. Kafam durmadan işler halde. Çok komik bir haldeyim. Böyle bir sürü şeyin peşinde koşunca da ister istemez ortaya farklı paletlerde çalışmalar çıkıyor.

Bütün bu koşturmaca ortasında sayın omicron hazretleri bizim eve de girdi 🙁 O yüzden fazla epoksi dölüm yapamadım, her ne kadar hafif geçirdik desem de bende öksürük biraz uzun sürdü. Hem de kendimi hiç hasta hissetmediğim halde. Çok absürt oldu.

Epoksi döküm yaparken mutlaka sanayi tipi maske kullanıyorum, hem mikrobu maskeye geçirmemek, hem de -ki en önemlisi bu- maske takıyorken nefes alamıyormuş gibi hissettiğim için epoksi döküm yapamadım. Onun yerine akrilik boya ve polimer kil üzerine yoğunlaştım. Hatta polimer kil ile çalışmaktan öyle keyif aldım ki epoksiyi aldatıyormuşum gibi hissettim. 🙂

Önce akrilik boya ile başlayayım. Aslında buraya bitmiş olanı koyacağım, çünkü üstünde çalıştığım şu anda tam olması gerektiği gibi değil.

Doğal taş üzerine vadi manzaralı sakkura ağacı.

Seneler önce şeklini beğenip bütün protestolara rağmen eve getirdiğim taş üzerinde yaptığım bir deneme. Aslında bir kopya çalışma denebilir. Daha öğreniyorum. Kapı önü taş ağırlığı olarak kullanabilirim diye düşündüm.

Bir kaç hafta önce yontmaya başladığım taşlara nihayet en son hallerini verebildim.

Dört yapraklı yonca

Ben bu parçaya çok emek verdim. Önce bakır levha üstüne yapmayı düşündüğüm şekli transfer ettim, daha sonra onu bakır levhadan kesip, zımparalayıp parlattım. Onunla işim bitince diğer tarafta yeşil taşı bakır şeklin alabileceği şekilde oydum. Yonca figürünü taşa yerleştirince üstüne yeşil zirkon taşların çok yakışacağını düşündüm ve bence yakıştı da. Finali de epoksi ile kaplayarak yaptım. Sonuç yukarıda 🙂 Bu kadar çok uğraştığım için midir nedir bir başka geliyor gözüme.

Bu da diğer taş çalışmam.

Yukarıdaki taşın da kendi tadında bir zarifliği var. Taşı oyup içine mor zirkon taş yerleştirdim. Bir sürü fikirler benden çıksa da bir kısmının geliştirilmesinde sevgili eşimin büyük bir rolü var. Ya da çıkıntı bir fikirle ona gittiğimde bana farklı yollar veya düşünmem için farklı fikirler veren de kendisi. Benim kendimi geliştirmeme gerçekten büyük katkı sağlıyor.

Arada epoksi ve polimer kil harmanlı küpeler yaptım. Aslında daha çok olacaklardı ama teknik bir yanlışlık sonucu büyük bir kısmı heder oldu.

Bunlar sağlam kurtulanlar.

Ve sıra geldi epoksinin rakibine. Polimer killer. Bunda da üretme sınırı neredeyse yok gibi bir şey. Domestika isimli çevrimiçi el sanatları kurs platformunda bir kaç tane kurs aldım ve bitirdim. Bilmediğim ya da yaparken neyi yanlış yaptığım şeyleri öğrenince çalışmak daha da keyifli bir hale geldi.